MİLADİ 3. BIN YILA GIRERKEN...
Miladi 20. yüzyıl 31 Aralık 1999’da değil, 31 Aralık
2000’de bitti. Dolayısıyla 21. yüzyıla geçen sene değil, bu sene yani 1 Ocak 2001’de girmiş olduk. Ama münakaşa henüz bitmiş değil. Peki sebep ne? Bunun son derece basit bir sebebi var: Bodur Diyonizos isimli bir keşişin yaptığı küçük (!) bir hata.... Şöyle ki:
Papa I. Yohannus 6. yüzyılda, bu keşişten bi
r kronoloji hazırlamasını ister. O da tutar Hz. İsa’nın (a.s.) doğum tarihini kabul eden yılı esas alır... Zamanı o yıldan ileriye ve geriye giderek tespit eder... İsa’dan önce ve İsa’dan sonra (veya Milattan sonra) tabirlerini kullanır. Fakat İsa aleyhisselamın doğduğu yıla “0” (sıfır) değil, 1. yıl dediği için, bütün tarih boyunca yaşanacak bir sıkıntıya da sebep olur. Tarih 1 yılından başlayınca sonu sıfırla biten yıllar, mesela 10. yıl, ilk 10 yıla dahil oluyor; ikinci 10 yıl ise, 11’den başlıyordu. Dolayısıyla Dennis isimli
keşişin takvimini kullananlara göre, ilk 100 yıl 99 yılında değil, 100 yılında; ilk 1000 yıl 999’da değil, 1000 yılında bitmiş oluyordu...Yani bizim 1000 yılımız tam 1000 yılında değil, bu hesaba göre 1001 yılında başlamış oluyor. Pe
ki o zaman, 1001 yılında başlayan bir 1000 yıl neden 999 yıl sürsün de 1999’da bitsin? Velhasıl, 1001 yılında başlayan Miladi bin yılı, 2000 yılının sonunda bitmiş ve 2001 yılının 1 Ocak’ında da 3.bin yıl, bir başka ifadeyle 21. yüzyıl başlamış oluyor. Gördünüz mü bir Hristiyan keşişin ettiğini? Fakat onun da bir kabahati yok. Çünkü 6. yüzyılda henüz Avrupalılar “0” rakamını bilmiyorlardı. Bu rakam ancak 2-3 yüzyıl sonra Müslümanlar tarafından geliştirilecek ve ikinci bin yıla girildikten epey sonra da Avrupa’ya geçecektir. Evet, insanın inanası gelmiyor ama, münakaşaya sebep “0 (sıfır)“ rakamıdır.

Marquez'den Dostlara Veda

Yakalandığı lenf bezi kanseri nedeniyle sağlık durumu kötüleşen ve inzivaya çekilme kararı alan Kolombiyalı
yazar Gabriel Garcia Marquez, yakın dostlarına bir veda mektubu gönderdi. Yazarın mektubu, değişik dillere çevrildi ve internet üzerinden yayına verildi. İşte usta yazar Marquez'in duygu yüklü veda mektubu: "Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup, can vererek beni ödüllendirse; aklımdan geçen herşeyi dile getiremeyebilirdim, ama en azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm. Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken, uyanık kalmaya gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk almaya bakardım. Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı, nefretimi buzun üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim. Gökyüzündeki aya, yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenadlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını hissederek, dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı... Gün geçmesin ki, karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanır. Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise, ölümün yaşlanma ile değil unutma ile geldiğini öğretirdim. Ey insanlar sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni doğan küçük bir bebeğin babasının parmağını sıkarken aslında onu kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkum ettiğini öğrendim. Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde...artık ölebilir miyim????

WB01337_.gif (904 bytes)                             WB01339_.gif (896 bytes)

Son Günceleme:08,04,2006
Web Design:Ö.Faruk ERDEM

omferdem@hotmail.com