Hıncal Uluç'un Anlattığna Dikkat Edin.
Vermeden almak yok.. Avustralya'nın, insanı gerçekten kıskançlıktan deli eden bir soysal güvenlik sistemi var..
İşsizsen para.. Emekli isen para.. Ve bu paralar, sizi süründürecek değil, insan gibi yaşatacak düzeyde.. Tıkır tıkır ödeniyor.. Hastalık, kocamışlık hallerinde gene sıcak kollar arasındasınız.. Öyle kuyruklarda sürünmeler
yok. İlaç, doktor diye yalvarmalar yok.. Pırıl pırıl tesislerde bakılıyorsunuz..
Özet..
Avustralya vatandaşınının gelecek diye bir endişesi yok.. Gelecek, gelir.. H
epsi o.. Bunlar tabii parayla yapılıyor.. Hangi para ile?.. Devlet para basmıyor.. Esrar da satmıyor.. Vergi.. Halkın vergileri.. Müthiş bir vergi sistemleri var.. Ne kadar çok kazanırsanız o kadar çok ödüyorsunuz.. Kazancın yüzde doksanına kadar varan vergi oranları var.. En düşük KDV, yüzde on.. Öylesine ağır vergiler.. Hani insanın belini bükecek düzeyde desek yeridir.. Ama bu kadar güzel bir ülkede, bu kadar güvenli koşullar içinde yaşamanın bedeli olmalı.. Bu bedel vergi.. Avustralya vatandaşı vergiyi devlete değil, kendine verdiğinin bilincinde.. Tabii bilincinde olması yetmiyor.. Devlet de vergi işini hem de nasıl izliyor biliyor musunuz?.. Öyle ağır cezalarla izliyor ki, insanlar vergi kaçırmayı pek akıllarına getirmiyorlar.. Şimdi bakın, ne olmuş.. Bizim Türklerden biri, 6 milyon dolara bir villa satın almış. Parayı da peşin ödemiş.. "Sen bu parayı nerden buldun" demişler hemen.. Ödeme peşin yapıldı ya.. "Efendim benim restoranım var, kazandım.." "Bakalım hele senin şu restoranın hesaplarına.." Bakmışlar.. Bakmışlar ki, restoranın öyle büyük bir geliri, bu gelire göre ödediği vergi yok. Ama ortada bir 6 milyon dolar var. Restorana maliye el koymuş. Kendi adamları ile aynı sistem bir yıl çalıştırmış. Gelirine bakmışlar. Adamın beyan ettiği gelire bakmışlar.. "Sen hem de fena halde vergi kaçırmışsın arkadaş" demişler.. Cezası.. 9 milyon dolar para.. 6 ay da hapis.. Tecilsiz, paraya çevirmesiz. Hadi şimdi bu ülkede vergi kaçırın bakalım.. Ya da kaçırmayı düşünün.. Burada ilginç bir detay daha var. Gözden kaçmasın. Bütün olaylar, 6 milyon doların peşin para ile ödenmesinden patlak veriyor.. Yani kayıt dışı para. Yani bankaya girmemiş. Kayıt dışı her paradan şüphe ediyor devlet. Namuslu kazanılan para niye kayda girmesin ki?.. Dönüşte Sevgili Şükrü Kızılot'un bir yazısını okudum.. "Yurt dışına niçin 5 bin dolardan fazla nakit çıkarmanın kayda ve izne tabi olduğunu"
soruyordu. Vallahi yıllardır ben de merak ederdim.. Cebimde on tane kredi kartı varken. Bu kartlarla Florida'da villa bile alırken, niye 5
bin dolardan fazla çıkarmak için haber vermek gerek diye.. Şimdi anladım tabii. Mesele, parayı kayda, yani kolay izlenir olmaya zorlamak.. Cepten çıkan 50 bin dolarla, banka aracılığı ile çıkan 50 bin dolar arasında, renk farkı var.. Biri ak.. Öteki kara.. Kara değilse niye insan bu kadar parayı yanında taşıma riskini göze alsın ki, bu bilgisayar çağında, her türlü parası, nerdeyse ayda bile anında ödenirken.. Avustralya, ağır vergiler koymakla kalmamış, bunu en ağır cezalar ve inanılmaz bir takiple "Ödenir, kaçırılmaz" hale de getirmiş.. Bunca parayı toplayınca da, vatandaşına en iyi koşulları sağlayıp, onu refah devleti düzeyinde yaşatmayı da başarmış.. Anlatırken ne kolay geliyor insana değil mi?.. Hadi bu vergi sistemini Türkiye'ye getirip de koyun bakalım!.. Koymayı bir düşünün, Sevgili Sümer Oral bakanım.. Birbirinin tıpkısının aynısı yanyana iki daireden birisi 700 bin, öteki 50 bin dolar değer üzerinden vergi ödeyen ve maliyesi "Bu nasıl oluyor" diye düşünmeyen ülkenin bakanı..

WB01337_.gif (904 bytes)                             WB01339_.gif (896 bytes)

Son Günceleme:08,04,2006
Web Design:Ö.Faruk ERDEM

omferdem@hotmail.com